Anneleri tarafından 4 yıl önce DEAŞ’a kaçırılan Umut K. (8) ve Hatice Nisa K. (6), annelerinin ölmesiyle Irak’ta yetim ve sahipsiz kaldı. İki kardeş Bağdat’taki Rusafa Cezaevi’nde çocukların tutulduğu kampta Türkiye’deki babalarına kavuşmayı bekliyor. Bağdat 363 ve 364 numarasıyla kimliklendirilen çocukların babası Yılmaz K., “4 yıl önce eski eşim kaçırdı. Çocuklarımın yüzüne ve sesine hasret kaldım. Tek isteğim çocuklarımın eve getirilmesi” diyor.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ
Anne ve babalarının zorla DEAŞ’ın hüküm sürdüğü topraklara götürdüğü çocukların dramı sürüyor. Geçen hafta Bağdat’taki Salihiye Yetimhanesi’nden alınarak Türkiye’ye getirilen 17 çocuk dışında bir kısmı yetim, diğerleri ise Bağdat’taki Rusafa cezaevinde tutuklu ve hükümlü annelerinin yanında kalan yaklaşık 450 Türk çocuk bulunuyor. Bu çocuklardan ikisi olan 8 yaşındaki Umut ile kendisinden iki yaş küçük kız kardeşi Hatice Nisa K. (6) Rusafa Cezaevi kompleksi içinde çocukların tutulduğu kampta hayatta kalmaya çabalıyor.
“Çarşaflı arkadaşları değiştirdi”
Tekirdağ’da nakliye şoförü olarak çalışan Yılmaz K. (32), 2008’de Fatma K. (28) ile evlendi. İki yıl sonra 2010’da çiftin ilk çocukları Umut dünyaya geldi. 2012’de ise kızları Hatice Nisa K. doğdu. Yılmaz K’nın anlatımına göre evlendiklerinde namazını kılan ancak çok dindar olmayan Fatma K. bir süre sonra giderek radikalleşti. Yılmaz K., “Eski eşimin o dönem bazı çarşaflı arkadaşları vardı. Ben onların etkisinde kaldığı için aşırı dindarlaştığını düşünüyorum” diyor.
“Beraber Allah yolunda ölelim”
Fatma K. bundan 4 yıl önce 2014’de bir gece ansızın iki çocuğunu da yanına alarak evden kaçtı. Eve geldiğinde çocuklarını ve eşini bulamayan Yılmaz K., hemen emniyete başvurdu. Yapılan araştırmalara rağmen bir ses çıkmadı. Bir ay sonra evi arayan Fatma K., bir süre Türkiye’de saklandıktan sonra Suriye’ye geçtiklerini söyledi. Eşi Yılmaz’a da, “Sen de Suriye’ye gel. Birlikte Allah yolunda ölelim” dedi. Yılmaz K., “Eşim Fatma gitmeden bir hafta, 10 gün kadar önce bana ‘Suriye’ye DEAŞ’a gidelim’ dedi. Ben de herhalde benimle dalga geçiyor diyerek çok önemsemedim. Ancak gitmeyi aklına o zaman koymuş” diye konuşuyor.
“Son görüşme 2 yıl önce”
Yılmaz K., bu süre içinde devamlı eşinden çocuklarını göndermesini istedi ancak Fatma K. buna hiç bir zaman olumlu yanıt vermedi. Fatma K., bir süre sonra çocukları da alarak Suriye’den Irak’a geçti. Irak’ta ise Aralık 2017’de Türkiye’ye getirilen Alparslan K.’nın babası Muhammet Çelik ile evlendi. Alparslan K. da DEAŞ’a katılan babası Muhammet Çelik tarafından 4 yıl önce zorla Suriye’ye götürülmüştü. İçişleri Bakanlığı’nın Terör Arananlar Gri Liste’de aradığı Muhammet Çelik, 2015’te Irak’ta DEAŞ ile katıldığı bir eylemde öldürüldü. Bundan bir süre sonra da Fatma K. hayatını kaybetti. Yılmaz K. eski eşinin çocuklarını kendisiyle son kez 2016 Eylül ayındaki Kurban Bayramı’nda görüştürdüğünü söylüyor. Yılmaz K. bu tarihten sonra bir daha ne eski eşinden ne de çocuklarından haber alamadı.
Yetimhanede kalıyorlar sanılıyordu
Annelerini kaybeden Umut ve Hatice Nisa’nın kendilerini bulan kişiler tarafından Irak Ordusu’na teslim edildiği zannediliyor. İlk kez 2017’de Bağdat’taki Salihiye Yetimhanesi’ne giden Türklere yetimhanedeki 17 Türk çocuk dışında Umut ve Hatice Nisa’nın da olduğu söyleniyor. Üç kez yetimhaneye giden Türkler, iki kardeşi bir kez bile göremiyor. Yetimhane yöneticileri her ziyarette çocukların kontrol için hastaneye götürüldüğünü söylüyor. Kısa bir süre önce ise Irak hükümeti tarafından Rusafa Cezaevi’nde tutulan kişiler için yürütülen kimlik tespiti çalışmalarında Umut ve Hatice Nisa’nın cezaevinde olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden Umut ve Hatice Nisa geçtiğimiz hafta Türkiye’ye getirilen 17 yetim çocuğun arasında yer almadı.
Bağdat 363 ve 364
Emniyet tarafından Irak’tan istenen kimlik doğrulaması için aileye çocukların fotoğrafları getirildi. Yılmaz K., Bağdat-363 ve Bağdat-364 numaralarıyla kimliklendirilen iki kardeşin kendi çocukları olduğunu doğruladı. Baba Yılmaz K., VATAN’a şöyle konuştu: “Yıllar sonra çocuklarımı ilk kez gördüm. Şimdi her gece rüyama giriyorlar. Çocuklarımın yüzüne, sesine hasret kaldım. İmkanım olsa oraya gidip kavga, dövüş çocuklarımı alayım, geleyim diyorum. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Umut’la son konuştuğumuzda ‘Baba seni çok özledik’ demişti. Sesi kulaklarımdan gitmiyor. Devletimizden tek isteğim çocuklarımı bir an önce bana getirmeleri. Artık dayanacak gücüm kalmadı.”
NOT: Haberin 15 Ekim 2018 tarihli Vatan Gazetesi’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/bizi-bagdat-ta-unutmayin–1209475-gundem/) okunabilir.
One thought on “364 No’lu esir! Bizi Bağdat’ta unutmayın!”