Loç Vadisi ve Küre Dağları kurtuldu!

Danıştay, Küre Dağları Milli Parkı’nı besleyen Loç Vadisi Devrekani Çayı üzerinde yapılmak istenen Cide HES’in ÇED raporunu iptal etti. Danıştay kararında BM’nin ‘mutlak korunması gereken alanlar’ arasına aldığı bölgede çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahrip edileceğini belirtti.

12 Ağustos 2015 Vatan Gazetesi 3. sayfa
12 Ağustos 2015 Vatan Gazetesi 3. sayfa

İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ

Danıştay, Küre Dağları Milli Parkı’nı besleyen Loç Vadisi’ndeki Devrekani Çayı üzerinde yapılmak istenen Cide HES’in ÇED raporunu iptal etti. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu 2009 yılında onaylanan Cide HES’e karşı başlatılan mücadele iptal kararı getirdi. Kastamonu Cide’deki Loç Vadisi halkının mücadelesine WWF-Türkiye (Dünya Doğayı Koruma Vakfı), Doğa Derneği ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası da destek verdiği davaya itiraz yolu da kapandı.

“Ekolojik denge yok olur”
HES inşaatını yapan Orya Enerji daha önce protesto eylemlerine katılan Cideliler hakkında suç duyurusunda bulunmuş, aralarında 65 yaşındaki Hatice Daş, 70 yaşındaki Samiye Kar, 75 yaşındaki Huriye Ay ve 80 yaşındaki Ümmi Kar’ın da olduğu 117 Cideli vatandaşa inşaatı yavaşlatmak ve engel olmak nedeniyle dava açılmıştı. WWF-Türkiye’nin iddiasına göre Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’a yapılan itirazları ve dava sürecini beklemeyen Orya Enerji, bölgede en az sekiz bin ağaç kesti. Ayrıca köy merasına şantiye kurmaya çalıştı ve meraya beton döktü. 2011’de Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi, “geri dönülmesi mümkün olmayan tahribatlar yapıldığı” gerekçesiyle inşaatın yürütmesini durdurdu. Ancak Danıştay’ın bu kararı bozmasıyla HES çalışması yeniden başladı. Bölgede yaşayan vatandaşların tekrar iptal davası açması sonucunda, çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahrip edileceği gerekçesiyle Danıştay Cide HES’in ÇED raporunu iptal etti.

“10 bin ağaç kesilecekti”
Cide regülatörünün sekiz ay boyunca Devrekani Çayı suyunun yüzde 75’inden fazlasını çekeceğini söyleyen WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, “İptalini istediğimiz ÇED raporunda, bu yüksek miktarda suyun çaydan çekilmesinin ekolojik hayatı nasıl etkileyeceği irdelenmemişti. Öte yandan kesilmesi planlanan 10 bin ağaç Küre Dağları Milli Parkı sınırlarındaydı. Cide HES projesi bütüncül havza planına dahil edilmemişti. Havza bütünü içinde yer alacak diğer HES projelerinin ve ilave çevresel baskıların etkisi göz ardı edilmişti. Danıştay, bölgedeki ekolojik dengeye büyük zarar verecek HES’le ilgili doğru kararı verdi” dedi.

‘Mutlak korunması gereken alan’
WWF tarafından Avrupa Ormanları’nın Türkiye’deki dokuz “Sıcak Nokta”sından biri kabul edilen Küre Dağları, doğal yapısını günümüze kadar taşıyabilmiş yaşlı ormanları, akarsu ekosistemleri, yaban hayatı ve biyolojik zenginlikleri ile bir doğa harikası. Dünya Koruma İzleme Merkezi (WCMC) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) dünya üzerinde belirlediği “Mutlak Korunması Gereken Alanlar” arasında yer alan proje sahası, aynı zamanda tehlike altındaki “Karadeniz Nemli Karstik Orman” ekosistemlerinin en iyi örneklerinden biri.

NOT: Haberin 12 Ağustos 2015 tarihli Vatan Gazetesi’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/bu-guzellik-kurtuldu–853053-gundem/) okunabilir.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.