Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun talimatıyla avukatların adliyeye gireken aranması kararını hukuk dünyası tartışıyor. Hukukçular, avukatı aramanın yasaya aykırı olduğunu belirtirken, eğer can güvenliği nedeniyle arama yapılacaksa hakim savcı ve avukat dahil tüm yargı mensuplarının adliyeye tarama cihazından geçerek girmesi gerektiğini söylüyor.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ
“Avukatı aramak hukuka aykırı”
Dr. Orhan Gazi Ertekin (Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Gaziantep Hakimi)
“Başsavcının genelgesiyle ya da emriyle avukatların üstünü aramak mümkün değil. Bu açıkça avukatlık kanununa aykırı. Bu hukuksuz bir işlemdir. Avukatlarla hukuki işlerini yürüten tüm toplumun hakları tehlike altındadır. Avukat, savcı ve hakimle aynı hukuki statüdedir. Avukatlara karşı önlem alıyorsanız hakim ve savcıları da kapsamak zorundadır. Ama yasaya göre hakim ve savcıları aramak mümkün değil. İç Güvenlik Yasası’nın ilk ciddi tecrübesi avukatlar üzerinde yaşanıyor. Avukatlar aşılırsa toplumun bütün hukuki ve siyasi direnci ile aklı azalmış olacak. ”
“Herkes x-ray’dan geçmeli”
Avukat Doç. Dr. Yılmaz Yazıcıoğlu
“Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan bir güvenlik zaafiyetidir. Burada işini yapmayan güvenliktir. Teröriste kimlik bile sorulmadığı kamera görüntülerinde var. Üst arama konusunda meslektaşlarımız 58. maddeyi yanlış yorumluyor. Bu madde, avukat ancak ağır cezalık suç halinde aranabilir diyor. Oysa hukukumuzda arama, asliye ve önleme diye ikiye ayrılır. 58. madde önleme aramasına ilişkin değildir. X-ray ve dedektör gibi cihazlarla önleme araması yapılabilir. Hakim ve savcılar için kanuni düzenlemeye göre arama yapılamıyor. Ancak havalimanlarına girerken üst aramasına tabii tutuluyorlar. Konu güvenlik ise herkes aranmalı. Ancak elle detaylı arama yapılamaz. Çünkü insanları olağan şüpheli haline getirmeniz insan haklarına aykırıdır.”
“Elle arama yapılamaz”
Reşat Petek (Emekli Cumhuriyet Başsavcısı)
“Can güvenliği açısından silah sokulması engellenecekse adliyeye tüm yargı mensuplarının tarama cihazlarından geçerek girmesi gerekmektedir. Bir ayrım olmamalı. Her gün hakim, savcı ve avukatın elle aranması doğru değil. Önemli olan bedene dokunmak mı yoksa silah ve patlayıcı madde sokulmasını engellemek mi? Bugün tarama cihazları flaş bellekteki metali bile görüp sinyal veriyor. Hakim, savcı ve avukatın her gün kemerini, ayakkabısını çıkartarak aramak çağdaş bir uygulama olmaz. Silah taşıma yetkisi bulunan yargı mensuplarının havalimanlarındaki gibi eğer varsa silahlarını bir teslim bürosuna bırakması gerekir.”
Danıştay: “Avukatı aramak hizmet kusuru”
Danıştay 8. Dairesi ise 2010/5626 esas numaralı dosyada avukatların polis tarafından üstünün aranmasının hizmet kusuru olup manevi tazminat gerektirdiğini belirtiyor. Sakarya Barosu’na mensup bir avukatın kimliğini göstermesine rağmen polis tarafından aranması sonrası açtığı davaya bakan Danıştay 8. Dairesi, ‘avukatın suçüstü hali dışında üzerinin aranamayacağına ve müvekkili önünde kolluk tarafından üzerinin aranmasının meslek onurunu zedelediğine karar verdi. Hizmet kusuru işleyen emniyeti 2 bin lira manevi tazminata mahkum etti.
NOT: Haberin 4 Nisan 2015 tarihli Vatan Gazetsei’nde yayınlanan hali buradan (http://www.gazetevatan.com/bassavcilik-tan-arama-talimati–768106-gundem/) okunabilir.